12 Haziran 2015 Cuma

Elektronik Sigara ve Sağlık

Başka bi sitede yayınlanan eski bi yazımı derleyip toparladım ve blogumda yayınlamaya karar verdim:

Sağlıkla alakala bir soru soran arkadaşa değerlendirmesini yaptığım cihaz. aşağıda:

"Şimdi hocam, bildiğin gibi, esigarada duman değil buhar çekilir ciğerlere. Buhara her yerde, duştan saunaya, havadan çaya kadar her yerde maruz kalıyoruz zaten. Dumanın yananda zararsız denebilecek bi şeydir.

Buhar, likidin yakılmasıyla oluşur. Likitten bahsedeyim.

Su, nikotin, vg, pg ve aroma içerir. bu kadar. Evde bile yapılabilir. Aroma, bildiğimiz pastalarda falan kullanılan %100 zararsız bi madde. 7-8 liraya alınabilir. Su, bildiğimiz su. Nikotin bildiğimiz nikotin.

VG: gliserol veya gliserin, http://tr.wikipedia.org/wiki/Gliserin zararsız. zaten kullandığımız her üründe var.

PG: propilen glikol, http://ithaldepom.com/urun/propilen-glikol-pg-500-ml_226.aspx?CatId=145 Sağlık Bakanlığı tarafından herhangi bi yan etkisi bulunmayan madde. Zararsız. Her yerde kullanılıyor.

Şimdi gelelim esigaranin inceliklerine.

VG, buhar yoğunluğunu arttıran maddedir. Oranı ne kadar artarsa o kadar çok buhar çıkar.

PG, likidin aromasını arttırır. Yani aromayı daha iyi alırsın. Ayrıca boğaz vurumuna direkt etki eder. PGoranı arttıkça aroma ve boğaz vurumu artar. Şahsen %50'den fazla pg oranina sahip likitleri sevmem, kullanmam. Çok ağır oluyo çünkü. Bence ideali %20'dir. Ben en çok onu seviyorum hem boğaz vurumu az hem de. Buharı fazla olur.

PG ile VG oranı ters orantılıdır. Biri arttıkça diğeri azalır.



Esigara Türkiye'ye ithalatı yasak olan bi cihaz. Normal sigaraya göre çok çok ucuz, çok çok daha az zararlı ve temizdir. Sigara 1000 ise, esigara 1'dir. 6 ay toplam 300 liradan daha ucuza esigara içebilirsin. Normal sigarada bu parayı her ay verirsin. Pisliği de cabası. Ayrıca diğer insanlara verilen zarar da var.

Medyadaki haberler bilgisiz, bi boktan anlamayan sözde habercilerin yaptığı haberlerden ibaret. Doktor çıkmış, "daha zararlı olabilir." diyo. Lan dangalak onu biz de biliyoruz. Silikayı hiç değiştirmezsen, yüksek nikotin oranlı likidi deli gibi sömürerek içersen, likidi eline bulaştırdığında elini silmezsen elbette zararlı olur. Nikotin komasına girme ihtimalin doğar. Hoş, şimdiye kadar ben rastlamadım ama olur mu olur. Bilinçli tüketmedikten sonra sigara içmekten farkı kalmaz.

Dikkat et, hep hükümet yandaşı medya organlarında yapılır haberler. Neden? Sigara içeceksin ki senden vergi alacak hocam :) Senin sağlığın, adamların umrunda bile değil.

Hemen esigara.us sitesine üye ol. Bilinçlen, esigara içip içmemeye kendin karar ver. Zaten yeni üyeler satış bölümüne giremezler. Yani kimse sana satış yapıp bi şey kitlemeye çalışmaz. Çalışırsa da o forumda barinamaz. Normal piyasadan 20 lira fazla fiyat veren saticiyi itin götüne soktuklarina şahit oldum bi kere :) Misal, arkadaşın kaça aldı bilmem, joyetech eroll 140-150 liradır. internette başka sitelerde "garantili" denerek 250 liraya kitleniyo o sigara. Dünyanın hiçbir yerinde esigaranin atomizerine garanti verilmez. Sadece bataryaya verilebilir. Batarya da zaten 1 ayda hiç sorun çıkarmaz. Binde bir, o da belki. Yani 1 aylık garanti için 150 lira fazla fiyat çekiyor herifler. İnsanları korkutarak satış yapıyolar. Ben de kazık yedim mesela. 40 liralık aleti 120 liraya almıştım, sonradan anladim. :) Giren girdi ama...

Herneyse, sağlık konusuna geri dönelim.

Bak İngiltere'den bi profesör ne demiş: Profesör John Britton İngiltere’nin ilk tıp yüksek okulu Royal
College of Physicians’da tütün danışma hizmeti grubunun başkanı. Britton “nikotin kendi başına özellikle zararlı bir madde değil. Kafeinin etkileriyle birleştiği zaman tehlikeli oluyor.” diyor ve
ekliyor: “Eğer İngiltere’deki tüm sigara tiryakileri sigarayı bırakıp e-sigara içmeye başlarsa bugün hayatta olan insanların 5 milyonunu ölümden kurtarmış oluruz."

Haber linki: http://www.ntvmsnbc.com/id/25421436/

Haberde esigarayı kötüleyenler hep "Bilmiyoruz, emin değiliz, daha zararlı olabilir." diyo. Yahu arkadaş, bilmiyosan ne konuşuyosun? Dimi?

Bak, ayarı vermiş RUYAN isimli firma: http://www.hurriyet.com.tr/saglik/7950185.asp

Bir haber: http://www.yurtgazetesi.com.tr/saglik/bakanlik-neden-elektronik-sigara-ile-ugrasiyor-h33828.html

Esigara hakkinda bi analiz: http://www.kanser.gov.tr/Dosya/Bilgi-Dokumanlari/raporlar/e-sigara.pdf

Genel olarak korkunun nedeni, bilinçli tüketilmemesi durumudur. İyi de mantıken, bilinçli kullanmıyosan internetten televizyona, hamburgerden prezervatife kadar her şey zararlıdır zaten. Böyle bi mantık olabilir mi?

Akademisyen isimlerini Google'dan teyit ettim. Uydurma bi kaynak değil. Gerçekten de sigara ve esigarayla ilgili çalışma yapan insanlar.

Akciğerde su toplanmasi olayi tamamen uydurma. Şehir efsanesi.

Esigaraya karşi çikanlar genelde nikotin bağimliliğini toptan yok etmek isteyen insanlar. Bu yüzden karşilar.

Şahsen, esigaranin zararsız olduğunu düşünmüyorum. Çok ufak da olsa zarari elbette ki vardir. Günümüzde neyin zarari yok ki? Radyasyonun Allahini ye, yağli hamburgerleri götür, internet ve online oyun bağimlisi ol ama esigara içme...

Normal sigaranin yanında milyon kat zararsizdir. Kullanmasam inanicam haa. Öyle de ikna ediciler ki. Sanirsin bonzai içiyoruz amina koyim.

Burada sağlık konusunu inceledik. Eğer karar verip de esigara kullanmaya başlarsan haber ver. Kullanmanin inceliklerini, nereden ne alman gerektiğini detaylica yine yazarim.

Ben bunu sigarayi birakmak için kullanmiyorum. Tekrar belirteyim. Soğuk havada, kapali mekanda içebilmek için kullaniyorum.

Anlamadiğin yeri sorabilirsin. :)"

Amerikan Futbolu




Oturup birine anlatmaya kalksanız kesinlikle başarısız olacağınız bir spor. Ben olabildiğince çok kişiye hitap edebilecek bi yazı yazdım. Umarım işe yarar.

Tam anlamıyla öğrenebilmek için deli gibi okumanız ve oynamanız gerekir. Bu da aylar alır. Türkiye'de belki de bu yüzden gelişmemiş bir spordur. Tabii türkiye'de gelişmemiş bir spor olsa da şu an en çok gelişme gösteren spordur aynı zamanda.

Uzaktan bakınca korkutucu gelebilir; ayı gibi adamlar gördüğünüzde tırsmanızı sağlayabilir ama içine girdiğinizde seversiniz. Tek tip bir oyuncu yok ki.

Üçe ayırabiliriz oyuncu tiplerini. Tabii `size` olarak. "Ayı gibiler", "kalıplı ve güçlüler", "hızlı ve zayıflar" olarak. Ne kadar doğru bir ayrım oldu bilmiyorum ama basitçe anlatabilmek için böyle ayırdım.

"Ayı gibiler" dediklerim en ağır, en hantal ve en güçlü oyunculardır. Bunlar line oyuncularıdır.

Hücum takımındaki bir line oyuncusu pas hücumunda oyun kurucuyu karşı takımın line oyuncularını bloklamak vasıtasıyla korumaya çalışır. Koşu hücumunda ise `running back`'in koşacağı rotaya göre yine line oyuncularını bloklayıp sürer; koşucuya koşacak alan yaratır. Genel olarak `offensive guard`, `offensive tackle` ve `center` olarak üçe ayrılırlar. Center topu oyun başlangıcında oyun kurucuya `snap` veya `shotgun` ile ulaştıran oyuncudur ve hücum line'ının tam ortasında durur.

Defans takımında oynayan line oyuncuları ise pas hücumunda ofans line'ının bloklarından kurtulup oyun kurucuyu düşürmeye çalışır. Bunu başaran line oyuncusu `sack` yapmış olur. `Blitz` denen içeri kat etme ve oyun kurucu topu elinden çıkaramadan düşürme amaçlı oyunlarda ise ofans line'ını bloklayarak sürüp arkadaki `linebacker` mevkisinde oynayan oyunculara koridor açmayı hedeflerler. Koşu hücumlarında yine ofans line'ını sürüp ya da kurtulup, koşucuyu düşürmek veya arkadaki linebacker oyuncularının koşucuya kolay ulaşmasını sağlamakla sorumludurlar. Genel olarak, `defensive end` ve `defensive tackle` olmak üzere iki türü bulunur.

"Kalıplı ve güçlüler"e gelecek olursak... Bunlar `linebacker`, `full back`, `tight end` ve `strong safety` mevkilerinde oynayan oyunculardır.

Linebacker oyuncuları defans takımı oyuncularıdır. Line'ın hemen arkasında durup koşu hücumlarını durdurmayı amaçlarlar. Genelde dizilimde üç adet linebacker bulunur. Bunlar `middle linebacker`, right `outside linebacker` ve left `outside linebacker` olarak tanımlanır. Middle linebacker line'ın içinden yapılan koşular, right `outside linebacker` sağdan gelen dış koşular, left outside linebacker ise soldan gelen dış koşularda olay yerine ilk ulaşan linebacker olur. Tabii normal şartlar altında... Pas hücumu yapılacağı düşünülüyorsa ve buna göre bir defansif oyun verilmişse oyun başladığında biraz da geriye çekilip pas hücumlarında da savunmaya katılmayı hedefler.


`Fullback`, hücum takımında oynar, halfback'ten de daha kalıplı ve daha yavaş olup koşu hücumunda running back olarak görev alır. Pas hücumunda ise blok yaparak oyun kurucuyu korur. Çünkü bazen `blitz` dediğimiz oyunlar ile içeri girip oyun kurucunun pestilini çıkarmak isteyen defans oyuncuları oluyor.

`Tight end`, hücum takımında oynayan, receiverlardan daha güçlü ve kalıplı olan, oyun başlarken line'da yer alıp blok yaptıktan sonra oyun kurucunun verdiği rotasyona göre koşup pas alan oyunculardır.

`Strong safety` defans takımı oyuncusudur. Safety dediğimiz defansın en arkasında bulunan iki oyuncudan biridir. Tabii tek safety ile de oynanabilir. Strong safety genel olarak linebackerları aşmış olan koşucuları ve `cornerback`lerin kovaladığı receiverları düşürmekle sorumlu oyunculardır. Alan korumasını iyi yaparlar. `Free safety`'ye göre daha güçlü ve daha hantaldırlar.

Hücum ve Defans Takımları


Geldik mi şimdi hızlı ve zayıflara... Zayıf dediğime bakmayın yine siz. Yazının başından beri zayıf kelimesini aslında "fit" kelimesi yerine kullanıyorum. :) Bu oyuncular, `halfback`, `wide receiver`, `cornerback` ve `free safety` oyuncularıdır.

`Halfback`, futboldan örnek vermek gerekirse: Arsenallı Walcott gibi çok hızlı, manevra ve tepki yeteneği yüksek, sahadaki diğer herkesten daha zayıf ama kaslı oyunculardır. Hücum takımında oynarlar. Genelde koşu hücumlarında ilk halfback tercih edilir. Hantal linebacker oyuncularından iyi kaçarlar. En sert darbeyi de hep bunlar yer. Zayıf derken tabii bu oyuncular da NFL'de en az 80 kilo falan olurlar. Tabii bir oyuncu hızlı ise kilosu genelde önemli değildir. Usain BOLT da 100 kilo civarında bir adam sonuçta... İsmi `running back` diye de geçer.

Receiver, daha doğrusu `wide receiver`, dediğimiz oyuncular pas hücumlarında oyun kurucunun attığı pası yakalamakla ve olabildiğinde mesafe almakla görevlidir. Koşu hücumlarında ise `cornerback`lere blok yapıp elinde topla koşan oyuncuya ulaşmalarını engellemeyi amaçlarlar.

`Cornerback`, receiverları savunan oyunculara verilen isimdir. Adam adama savunmada iyilerdir. Receiver'ın top almasını engellemek, topu alan receiver'ı düşürmek ve koşu hücumlarında receiver'ın bloğundan kurtulup koşucuyu düşürme gibi görevleri vardır.

`Free safety`, `cornerback`'lerden daha güçlü, `strong safety`'den daha güçsüz oyunculardır ve genelde pas hücumlarında cornerback'lere strong safety'den daha fazla yardımcı olurlar. Alan savunma konusunda iyidirler. Koşu hücumlarında da linebacker oyuncuları koşucuyla uğraşırken strong safety'den daha fazla öne çıkıp koşucuyu düşürmeyi amaçlarlar.

Yanlış yazdığım bir şey olmuş: `running back`. topu aldığı zaman halfback veya fullback'e verilen isim running back oluyor. ben de "ulan bu yazdıklarımda bi yamukluk var ama nerede..." diyorum. eklemeli edit: aynen, running back diye bi mevki yok: http://en.wikipedia.org/wiki/File:American_Football_Positions.svg

Hangi mevkileri yazmadım? Special teams oyuncuları ve `quarterback` dediğimiz oyun kurucu...

`Special teams`'de `punter`, `kicker`, `punt returner`, `kick returner`, `holder`denen oyuncular, blokçular ve bloktan kurtulup vuruşu engelleme, returner'ı düşürme amacında olan oyuncular vardır.

Special teams'e fazla girmeyip zaten karışmış olan kafanı `ezo gelin çorbası`na çevirmek istemiyorum sayın okuyucu.

`Quarterback` hazretlerini de kelimelerle anlatmak kifayetsiz kalacağından ona da bulaşmıyorum. "Allah yardımcıları olsun." diyebilirim sadece.

Anlamadıysan sorabilirsin sayın okur.

Bunlar giriş. temel bilgiler. Kurallar var ki bi de... Onları da bundan sonraki yazılarımda anlatıcam.

yanlış bir açıklama yaptığım mevki varsa elbette ki mesaj yoluyla iletebilirsiniz; düzeltirim.

görüşmek üzere.